“Profesyonel olmam gerektiğini düşünmüştüm, pişmanım”

Deneye Hayır Derneği’nin yürüttüğü “Eğitimde hayvan deneyleri araştırması” sonuçlandı: Araştırma sonuçlarına göre 26 yanıtlayıcı uluslararası hukukta hayvanların deneylerde kullanılmasına karşı “Etik Eğitim Hakkı”nın olduğunu bilmiyor.

Deneye Hayır Derneği’nin yürüttüğü “Eğitimde hayvan deneyleri araştırması” sonuçlandı. Çevrimiçi anket hizmeti veren surveymonkey aracılığıyla yapılan araştırmaya 23 Eylül – 27 Ekim tarihleri arasında 39 kişi yanıt verdi.

Bilimsel amaçlarla yapıldığı ileri sürülen hayvan deneylerine dair veri toplamak amacıyla başlatılan araştırmaya dair genel bilgiler şöyle:

Katılımcıların 18’i tıp fakültesi, 8’i veteriner fakültesi, 7’si mühendis, 4’ü moleküler biyoloji ve genetik bölümü, 2’si psikoloji bölümlerinden öğrenci ya da mezun olduklarını belirtti.

Katılımcılardan 3’ü ortaöğrenim, 2’si ön lisans,  21’i lisans, 1’i staj, 7’si yüksek lisans, 4’ü doktora ve 1’i doktora sonrası araştırmalarda hayvan deneyleriyle ilk defa karşılaştığını söyledi.

Katılımcıların 24’ü en az 1 defa deney yapmak durumunda kalmış ya da hayvan deneyi yapmayı kabul etmişken 15’i bu durumdan kaçınabilmiş.

Hayvan deneylerinin yapıldığı derslere girmeyi reddedenler ne ile karşılaştı?

Araştırmamıza katılan ve eğitimleri sırasında hayvanlar üzerinde deney yapmak istemediğini belirten öğrenciler nasıl tepkilerle karşılaştıklarını anlattı. Notu kırılan, tez bitirme süresi uzatılan öğrencilerin yanı sıra sıkça karşılaşılan yanıtlar arasında “hayvan deneyi dışında başka bir seçenek olmadığı” ve “hayvanların insanlar için var olduğu” iddiası oldu.

39 katılımcıdan 27’si hayvan deneylerinin yapıldığı derslere girmemeyi ya da hayvan deneyinden kaçınabildiğini belirtti. Nasıl bir tepki ile karşılaştıklarını onlardan dinleyelim:

“Onların ömrü zaten kısa. Belki doğada bu kurbağayı bir kuş yiyecekti…”

“Ders notum kırıldı. ‘Hayvan deneyi’ dedikleri çalışma derste çeşitli hayvanların organlarını kesip bunlara bakmaktı. “

“Bunun bilim için gerektiği, öğrenmenin başka yolu olmadığı, hayvanların varoluş amacının insanlara hizmet etmek olduğu ifade edildi.“

“Bölümümde ki çeşitli doktora çalışmalarında kullanıldığını biliyorum. Onun dışında türcülüğün bir uzantısı olan büyükbaş hekimliğine yönelik dersleri almak zorundayım ve bu alanlarda türcülüğe yönelik uygulamalar (örn. sunî tohumlama) yapmak veya izlemek zorunda bırakılabiliyoruz. Reddetme lüksünüz yok gibi cevaplar alabiliyoruz.”

“Biz de düşünüyoruz hayvanları ama yapmamız gerek dendi”

“Hocalarımız tarafından zaten biz onların canına en az zararı verecek şekilde uyguluyoruz cevabını aldık. “

“Başka çaresi yok. Bu deneyler hem insanların hem hayvanların yararına şeklinde tepkiler aldım. “

“Hocamız hayvan üzerinde deney yapamayanın doktor olamayacağını söylemişti”

Katılımcıların 7’si hayvanlar üzerinde deney yapmayı ya da deneyin yapıldığı derslere girmeyi reddetmediğini yalnızca 5’i ise reddettiği halde olumsuz bir tepki ile karşılaşmadığını söyledi.

Tepki ile karşılaşmadığını söyleyen iki kullanıcıya kulak verelim:

“Genel itibariyle olumsuz tepki almadım. Endişe genel olarak doktoramın uzayacağı yönündeydi. Öyle de oldu ama kararımdan memnunum. “

“Ölü fare üzerine dikiş atmak istemedim. Onaylandı yapmadan çıktım.”

Reddetmedim“ diyen katılımcıdan ikisi ise şunları söylüyor:

“Reddetmedim, profesyonel olmam gerektiğini düşünmüştüm ama şu an pişmanım.”

“Reddetmemiştim. Ancak hocamız hayvan üzerinde deney yapamayanın okulu şimdiden bırakması gerektiğini, bu şekilde doktor olamayacağını söylemişti.”

Araştırma sonuçlarına göre 26 yanıtlayıcı uluslararası hukukta hayvanların deneylerde kullanılmasına karşı Vicdani Ret hakkının olduğunu bilmiyor.

“Bize öğretilen deney sonunda tüm hayvanların ötenazi edilmesi gerektiği”

Araştırmanın bir diğer sorusu, “aile yanına verme programı”na dairdi. Katılımcılardan 31’i bu uygulamadan haberdar değil.

Uygulama hakkında bilgi sahibi olan 9 yanıtlayıcı ise ilişkili oldukları kurumlarda ilgili program kapsamında deney sonunda sorumlu veteriner hekim tarafından aile yanına verilmesi uygun görülen hayvanların yuvalandırılmadığını söyledi.

Katılımcılar deneyin ardından hayatta kalan hayvanların yuvalandırılmasına dair şunları paylaştı:

“Bize öğretilen deney sonunda tüm hayvanların ötanazi ile öldürülmesi gerektiği. İstisnalar çok çok nadir olur, deney bitince tüm hayvanlar öldürülür. Öldürülmediği nadir durumlarda deneyi yapan kişilerce bakımı devam ettirilir ama herhangi bir sahiplendirme olayına hiç rastlamadım.”

“Bilmiyordum. Böyle bir uygulama bizim çalışmalarımız sonrası zaten mümkün değildi. Çünkü önce kürar ile paralize edip kas kasılmaları ile ilgili deneyler yaptık, sonrasında diseksiyon ile organlar incelendi. Ne yazık ki…”

“Maalesef benim bulunduğum kurumda deneyin sonuçlanması için deneyde kullanılan hayvanların hayatına son verilmesi gerekiyordu.”

Alternatif bilimsel yöntemler olsa…

Araştırmanın son sorusu hayvanlar üzerinde deney yapılması ısrarını ölçmeye yönelikti.

“Eğitim gördüğünüz kurum size canlı hayvan veya hayvan dokuları yerine alternatif bilimsel bir yöntem sunmuş olsa o yöntemle öğrenmeyi tercih eder miydiniz” sorusuna 37 kişi ‘evet’ yanıtını veriyor.

error: Content is protected !!